“…Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları gerektirdiği ve terör örgütleri Irak topraklarında yuvalandıkları müddetçe terörle mücadele kapsamındaki bu operasyonlara devam edilecektir.”

Türkiye’nin resmi görüşünü aktaran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, TSK’nın Sincar ve Karacak dağlarını bombalaması sonucu, Irak Hükümeti’nin Türkiye’ye verdiği notaya cevap olarak yaptı bu açıklamayı. Irak topraklarında operasyon yapmak için oradaki terör unsurlarının varlığını, kendine meşru bir gerekçe olarak görüyor Türkiye Cumhuriyeti.

Sadece Irak’ta değil Suriye’de benzer gerekçelerle operasyonlar düzenliyor TSK. Mesela Afrin’de TSK varlığını devam ettiriyor. Sadece Afrin değil elbet. TSK Suriye’de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını yaptı. Membiç gibi yeni operasyon hedefleri debelirlenmiş durumda. Türkiye buradaki PYD/YPG unsurlarını terörist kabul ediyor ve bu durumu operasyonlarının gerekçesi olarak ilan ediyor. Binaenaleyh Suriye, Irak, ABD, AB ve Rusya bu unsurları terörist unsurlar olarak kabul etmeyip desteklemeye devam ediyor.

Türkiye gibi Rusya, ABD, Fransa, İran ve İsrail de Suriye’deki teröristlerin varlığını operasyonlarının gerekçesi yapıyorlar. Buradaki terörist unsurları kendi güvenliklerine tehdit olarak görüyorlar. Dolayısı ile terörü yerinde imha ederek, kendi topraklarına sıçramayı engellemeye çalışıyorlar. İmha edemediklerinin ise daha sonra icabına bakmanın planlarını yapıyorlar.

ABD, Suriye’de YPG ile beraber sürdürdüğü İŞİD ile mücadelesini Türkiye’ye devretti. PYD/YPG’nin ABD tarafından yüzüstü bırakıldığı iddia ediliyor. Kürtlerin bir kez daha aldatıldıkları ifade ediliyor. Bence bu yorumlar için biraz erken. Kürtlere verilen silahların ve askeri eğitimin mahiyetini tam olarak bilmiyoruz. ABD’nin çekilmesinden sonra Fırat’ın batısına yapılacak bir operasyon Afrin’e yapılan operasyona benzemeyebilir. Afrin’deYPG’nin bir direnişi olmamıştı. Daha doğrusu ABD, YPG’nin Afrin’den çekilmesini istemişti.

İŞİD ve YPG insan kaynağı ve lojistik itibari ile Türkiye’den beslenen örgütler. Hatta iki farklı örgüt içinde birbiri ile savaşanlar arasında aynı mahalleden birbirini tanıyan insanlar dahi vardır. Şimdi Türkiye bu örgütleri Suriye’de yok edeceğini söylüyor.

Uluslararası kamuoyunda Türkiye’nin İŞİD imajı hiç de iyi değil. Batı medyasında İŞİD’literöristlerin Türkiye tarafından desteklendikleri, onlara silah ve cephane verildiği, yaralı teröristlerin Türkiye hastanelerinde tedavi edildikleri yazılıp çiziliyor. Son olarak İçişleri Bakanlığı tarafından başına 1 milyon 500 bin lira para ödülü konan İŞİD’li Ayşenur İnci’nin mahkeme tarafından serbest bırakılması, Batı’daki bu imajı destekleyen son gelişme oldu. Bundan dolayı, Trump’ın bunlardan haberi yokmuş gibi davranıp, İŞİD ile mücadeleyi Türkiye’ye devretmesini olumlu bir gelişme olarak göremiyorum. Bu durumu Trump’ın kişisel durumuna bağlamayı da tercih etmiyorum.

Bence bu bir Pirus tuzağıdır. Elbette TSK’nin gücü bu iki örgütü birden yenmeye yeter de artar. Ama bu durum Suriye’deki terörün Türkiye’ye sıçramasına hizmet etmez mi? Son yıllarda neredeyse sıfıra düşmüş PKK saldırıları yeniden başlamaz mı? TSK’nın İŞİD’legerçek bir savaşa girmesi, İŞİD terörünü Türkiye’ye taşımaz mı? Suriye’deki yangını Türkiye’ye taşıma ihtimali olan bir duruma zemin hazırlayabilir bu son gelişmeler. Bu Pirus tuzağının birinci yönüdür.

Tuzağın ikinci yönü ise, İdlib’e sıkışmış olan 100 bin civarında teröristin akıbeti ile ilgilidir. Kuvvetle muhtemeldir ki bu sayının önemli bir kısmı Türkiye’ye geçecektir. Eğer İdlib’tekiteröristler ve İŞİD’liler Türkiye’ye geçerse, Türkiye teröristlerin dünyadaki en büyük barınağı olacaktır. Şundan emin olabilirsiniz: Bu grupların hareketleri ABD, AB, Rusya ve Çin gibi ülkeler tarafından dikkatli izlenmektedir. Eğer böyle bir durum olursa -umarım olmaz- Çin’in Uygur Bölgesinde patlayabilecek bir bomba veya Çeçenlerin Rusya’ya karşı yapabileceği herhangi eylem ya da AB içinde meydana gelebilecek herhangi bir saldırının doğal şüphelisi Türkiye olacaktır.

Türkiye’nin başka ülkelere yaptığı operasyonu meşrulaştırma gerekçeleri, bahsi geçen ülkelerin Türkiye için ifade etmesine zemin hazırlamayacak mı? ABD’nin Pakistan topraklarında El-Kaide militanlarına yaptığı operasyonların gerekçesi benzer değil midir?  

Bundan dolayı Suriye’ye operasyon bir Pirus tuzağıdır.

Bir kez daha düşünmekte fayda vardır.

Bu arada Pirus nedir diye merak edenlere cevap Vikipedi’den gelsin:

“Pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer. Kazanılan zaferinverilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder. MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grekkolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursaolsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder. Sonunda Pirus, savaşı kazanır; ancak50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybeder. Savaşı kazanmıştır, ama yanındakoskoca ordudan arta kalan üç-beş sefilden fazlası kalmamıştır. Pirus’un bu zaferinardından “Tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği söylenir. Pirus Zaferiaslında yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanılır. Bu olaya atfen, benzer şekilde kazanılan savaşlara Pirus zaferi denir.“