9 Mart Cuntası

Türkiye tarihi, adeta, bir darbeler tarihi olduğu için, 15 Temmuz Olayı’nı mukayese edebileceğimiz ve bazı sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olabilecek, çok örneklerle karşılaşıyoruz. Bunlardan biri de 12 Mart Muhtırası’dır.

Doğan Avcıoğlu’nun çıkardığı Yön Dergisi etrafında toplanan asker ve sivil bürokrasi Türkiye’de bir devrim gerçekleştirmek amacı ile özellikle TSK içinde örgütlenirler. Sovyet yanlısı bir yönetim kurmak isteyen bu 9 Mart Cuntası’nın planlarını deşifre eden Genel Kurmay Başkanlığı, sol bir darbenin önüne geçmek amacı ile 12 Mart Muhtırası’nı yayınlar ve böylece TSK içindeki solcu subaylar tasfiye edilir. Bu arada cuntacı arkadaşlarını satan Kuvvet Komutanları Muhsin Batur ve Faruk Gürler’i de zikretmemek olmaz.

Tasfiyeler TSK ile sınırlı kalmaz. Siyaset ve kamuda da yapılır. Demirel istifa eder ve Erim Hükümeti kurulur. 11 ilde sıkıyönetim ilan edilir ve solculara yönelik bir cadı avı başlatılır. Mesela, sol hareketin liderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Hüseyin Arslan idam edilir.

TSK içinde farklı ideolojik grupların varlığını herkes bilir. 12 Mart Muhtırası, genellikle Amerikancı-Natocu subayların, Sovyet yanlısı-Solcu subayları tasfiye hareketi olarak değerlendirilir. Böylece Türkiye’nin Sovyet eksenine kaymasının engellendiği ifade edilir.

ABD seçimlerine Putin müdahale etti mi? Bu konu ABD’de bütün sıcaklığı ile tartışılmaya devam ediyor. Başkan Trump’ın  Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn Rusya ile olan bağlantılarından dolayı görevinden ayrıldı. Trump da Flynn’den dolayı zor günler yaşamaya devam ediyor. Üstelik Flynn’in bir de Türk Lobi firmasından aldığı 530 bin dolar ABD gündeminde. Ak Parti adına Flynn’e para aktaran Ekim Alptekin’in İşçi Partili bir aileye mensup olması ve Perinçek/Rusya bağlantıları konuyu daha da önemli hale getiriyor.

ABD seçimlerine müdahale ettiği iddia edilen Putin’in, 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne müdahalesi oldu mu? Darbe girişiminden sonra yapılanları takip ettiğimizde Rusya’nın muhtemel etkisini görmemiz mümkün olabilir. Darbe girişiminden sonra, daha ziyade Natocu askerler tasfiyesi edilince, insan, ister istemez şu soruyu soruyor:

12 Mart’ın rövanşı mı alınıyor? Neden olmasın.

Rusya’nın “sıcak denizlere inme” politikası Çar I. Petro tarafından inşa edilmiştir. Bu bağlamda Azak Kalesi onun zamanında işgal edilmiştir. Rusya hiçbir zaman bu hedefinden vazgeçmemiştir. Stalin döneminde Türkiye’den toprak talebinde bulunan Rusya’nın Kürtler ile ilişkisinden, Suriye politikasına kadar bütün planlarının Deli Petro’ya dayandığı asla akıldan çıkarılmamalıdır. Kırım’ın 2014 işgali bu planın en önemli kanıtıdır.

Üç yıl önce tarihi Türk toprağı Kırım’ı işgal eden Putin’in dostluğu Türkiye için ne kadar güvenlidir? PKK-YPG’ye açık destek veren Putin neden Ak Parti için önemli bir partner oluyor? Cevapları 15 Temmuz’da gizli.

15 Temmuz sonrası yaşananları ortaya koymak, tarihi bir kırılmayı anlaşılır hale getirecektir.

  • TSK’da dindar ve Natocu askerler tasfiye edildi. Geriye çoğunlukla Sol-Rusya yanlısı askerler kaldı.
  • Türkiye darbenin sorumlusu olarak Batı’yı suçladı ve Avrupa Birliği ile ipleri gerip tamamen koparma aşamasına geldi.
  • Türkiye, NATO yerine Putin eksenine girdi.
  • Kurulması planlanan bir Kürdistan’a karşı, Türkiye müdahale araçlarının neredeyse tamamını kaybetti.
  • Türkiye fiili olarak, Kırım’ın Rusya’ya verilmesini onaylamış oldu.

15 Temmuz Hadisesi’nden sonra, Türkiye’nin ayı ile aynı yatağa girmek zorunda kalmış olması, Türkiye tarihinde bir kırılmaya sebep olmuştur. Sadece bu sonuçlara dahi bakıldığında 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin kimler tarafından planlandığını anlamak mümkün.

Benim merak ettiğim ama çözemediğim konulardan biri de “İran’ı 15 Temmuz gecesi, sabaha kadar uyutmayan sebep” ne idi? İran’ın darbe gecesinde yaşananlarda rolü var mıydı?